Paylaş

Geçtiğimiz günlerde ziyarete gittiğim Kilitbahir ve Kilitbahir Kalesi’ni kendi eksenimden ifade etmek için bu gezi yazısını kaleme aldım.

Çanakkale’de yaşayan veya Çanakkale’yi ziyarete gelen biri için Kilitbahir’e ulaşım oldukça basit. Çanakkale iskelesinden düzenli aralıklarla kalkan feribotlar ile sadece 2.5 TL gibi cüzi miktarlarla 10-15 dakika içerisinde Kilitbahir Köyü’ne geçebilirsiniz.

Kilitbahir, Gelibolu yarım adasında yer alan ufak bir köy. Kilitbahir’e geçtiğiniz zaman adımınızı atar atmaz sizi öncelikle berrak suyu ve içinde bin bir türden balık barındıran denizi karşılıyor. Kilitbahir Köyü çok nüfusun olmadığı, insanların genellikle günü birlik turlarla gezmeye geldiği bir yerleşim yeri. Buna rağmen boğazda verilen deniz mücadelesini iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir ruhu barındırıyor.

Kilitbahir Köyü’nde mücadelenin verildiği en önemli iki konum yer alıyor. Biri Kilitbahir Kalesi diğeri top atışlarının yapıldığı ve bildiğimiz meşhur Seyit Onbaşı’nın da top atışını yaptığı bölge. Atış yapılan mekanizma hiçbir estetiği bozulmadan hâlâ kendini koruyor.

Kilitbahir Kalesi 1452 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul kuşatması esnasında Papalık donanmasının, Bizans İmparatorluğuna yardım etmesini önlemek amacıyla inşa edilmiştir. Daha sonra 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiştir. 1870 yılında Sultan Abdülaziz tarafından ikinci kez restore edilmiştir. Bu yüzden Kilitbahir birden fazla mücadeleyi tarihinde barındırıyor.

Kale girişinde sizi gişe karşılıyor. Aslında geçmişten itibaren kafama takılan bir problem ile burada da karşılaştım. Çok kez mücadele verilen ve kendi tarihimizin izlerini barındıran Kilitbahir Kalesi’ne giriş için öğrenci değilseniz 15 TL ücret ödemek zorundasınız. Öğrenciler için ise öğrenci kartı ile 7.5 TL ye giriş yapabilirsiniz.

Müzelerden ve tarihi kalıntıların bulunduğu antik kentlere girişte para alınması her ne kadar anlamsız ve saçma gelse de içeri girdiğimde kale duvarlarına Y kuşağı aşıklarımızın kendi isimlerini boyalarla yazması ve aşklarını ilan etmek için tarihi kalıntılara zarar vermesi ücret alınması gerektiği konusunda beni tatmin etti. Tarihe ilgisi olan biri için 15 TL cüzi bir miktar olabilir ama aşkını duvarlara yazı yazarak ilan etmek isteyen genç kuşağın sadece duvarlara yazı yazmak ve tarihi kalıntılara zarar vermek için 15 TL vereceğini düşünmüyorum.

Kilitbahir Kalesi’ne kuş bakışı bakıldığında üç yapraklı yonca şekilde inşa edildiğini görüyorsunuz. Bunun bir anlamı olması muhtemel olsa da bu konu da bilgi edinemedim. Kaleye girer girmez o dönemin şartlarına göre uygulanan mimarinin tam bir sanat eseri olduğunu görüyorsunuz. Kale içerisindeki bilgilendirici yazıları her ne kadar hızlı okumaya çalışsam da kaleyi tamamen gezmem yaklaşık 3 saatimi aldı. Kilitbahir Kalesi ticarette önemli bir rol oynuyordu. Fatih Sultan Mehmed döneminde İstanbul Boğazın’da, Boğazkesen (Rumeli) hisarıyla geçiş kontrol altına alınırken Çanakkale’de Sultaniye ve Kilitbahir hisarlarıyla da İstanbul ve Karadeniz’e batıdan gelebilecek saldırıların önü kesiliyordu. Osmanlılar böylece Karadeniz ve Doğu Avrupa ülkelerinin ticareti üzerinde de kontrolü sağlayarak önemli bir stratejik konumun sahibi oluyordu.

Kilitbahir Kalesi’nin içinde askerlerin kalede yedikleri yemeklerin sembolleştirilmesinden, bal mumundan yapılmış asker heykellerine kadar her şey en ince ayrıntısına kadar dizayn edilmiş.

Kaleden çıkıp ilerlemeye başladığınızda sizi top atışlarının yapıldığı tabyalar karşılıyor. Bu tabyalar bir çoğu şuan ziyarete kapalı olsa da Seyit Onbaşının gerçekleştirdiği atışın yapıldığı tabya ilk günkü gibi kendini koruyor. Atışın yapıldığı mekanizma belirli kişilerce korunarak hala ilk günkü gibi yerinde duruyor. Fotoğrafta gördüğünüz ve Seyit Onbaşı’nın atışı yaptığı mekanizma dönemin şartlarında ordumuzdaki en gelişmiş top mekanizması. Tarihini gündemine taşımak isteyen her insanın mutlaka gitmesi ve görmesi gereken bir tarih sahnesi.

Son olarak Kilitbahir’e yolunuz düşerse balık ekmeğini yemeden ayrılmayın.

 

Kapak Fotoğrafı Kaynak

Kendim için yazıyorum.

Yorum yap