Bu iki kelimenin bana çağrıştırdıkları ve son dönemlerde İslam coğrafyalarında yaşanan onlarca katliamın bende uyandırdığı birkaç fikir üzerine karalamak istiyorum.

Öncelikle şunu belirtmemde ciddi önem olduğunu düşünüyorum. Ahkam kesme, zorbalık yapmak gibi bir derdim ve ben İslamım, inançlıyım ve kusursuzum gibi bir iddiam asla olmadan bu çalışmamı hazırlıyorum. İslami çerçevede inanç konusunda olmasa da hayata ve yaşamıma dökme konusunda baştan aşağı kusurluyum. En başta bu kusurlarım üzerinden yola çıkarak ilerlemek istiyorum. Kaleme aldıklarım başta şahsım, ardından haddim olmasa da İslam dünyasının İslamsızlığı üzerine olacak.

İslamsızlık ve inançsızlık kelimelerinin bende çağrıştırdığı anlamlar çok farklı. İnançsızlık bir inanca bağlanmamak ve bu sorumluluğun getireceği ceza ve problemlere razı olmak. İslamsızlık ise aksine İslam olduğunu kabul edip hayatının bir çok kısmında bunu eylemlere dökememek. Böyle düşündüğümde İslamsızlığın bu dünyada daha fazla hasar bıraktığını düşünüyorum. Allah’ın vahiy aracılığı ile indirdiği dine teslim olduğunu ve iman ettiğini söyleyen, son araştırmalarda tahmini 2 milyar insan ve dünya nüfusunun yaklaşık %24.1’ini oluşturan bir ümmette bu kadar problem varken bunun Allah’ın dini İslam ile alakalı değil de İslamsızlıkla alakalı olduğunu düşünüyorum.

Özellikle son yüzyılda Ortadoğu ve İslam coğrafyasında yaşanan onlarca zulme karşı dünya nüfusuna oranla ¼ olan biz Müslümanlar hala tepkimizi dile getirmekten öteye geçemiyoruz. İslam olduğunu iddia eden, topraklarında doğan ve vatandaşı olduğumuz şanlı ülkeler tarihlerindeki kahramanlıklarını, yüzlerce yıldır yetiştirdiği çocuklarına anlatırken uzun zamandır İslam ümmetine göstere göstere yapılan katliamları anlatmak ve herhangi bir icraata geçmekten bir o kadar uzak. Şanlı orduların ve ülkelerin Ortadoğu coğrafyasına olan tepkileri kınamaktan ve kürsüye geçip basına iki üç manşet vermekten öteye geçemiyor. Konu İslam olduğunda teslimiyetten, mücadeleden ve yardımseverlikten bahsederken maalesef mesele eyleme dökmenin hayati önem arz ettiği güncel durumumuzda sınıfta kalıyor. Bu sitemim, toprakları içinde doğduğum ve doyduğum ülkeme özel olmamak ile aslında İslam’ı ağzından düşürmeyen; ama konu mazluma yardım olduğu zaman üç maymunu oynayan küresel piyasacı şanlı ülkeler ve ordularına. Hani derler ya: ”Oyun böyük, öyle düşündüğün gibi olmuyor, bunun siyaseti farklı, politikası farklı” en çok da o dokunuyor. Allah’ın emri tek ve hakken bunun siyaseti ve politikası olduğunu düşünmüyorum. Sadece insanları eli kolu bağlı tutabilmek için uydurulan bir safsata olduğunu düşünüyorum. Belki de küçücük aklımla devlet işlerine karışma ve dünya siyasetine laf etme küstahlığı gösteriyorum; ama benim inandığım ve iman ettiğim dinin emirleri benim yaşamım için referansken bundan başkasını da savunmamı kendi içimde sindiremem. İslam hakken ve emirleri çok netken İslam ülkelerinin tutumları ve söylemleri benim fikrimce iki yüzlülükten öteye geçmiyor.

Ülkeler ve milletler diyoruz ama bir taraftan da Allah Kuran’da Rad suresi 11. Ayette  meseleyi çok net özetliyor ;

Onun önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır. Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez. Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah’tan başka yardımcıları da yoktur.

Bu ayeti idrak ettiğimde sorunları devletlere ve siyasetçilere yüklemek de bir o kadar basitleşiyor. Birey kendi dünyasını değiştirmedikçe Allah da o toplumun gidişatını değiştirmeyeceği konusunda uyarıyor. İslam coğrafyasındaki katliamları durdurabilmek adına kendi iç dünyamızdan başlayarak değişim için belki çok geç kalmış olabiliriz. Fakat zararın neresinden dönersek bunun kâr olduğunu düşündüğümüzde hala kendi iç dünyamızı değiştirmekten ve gelecek yıllara İslamlı bir ümmet bırakmaktan başka çaremizin ve imkanımızın elimizde olmadığını görüyoruz.

Unutmamakta fayda var ;

Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı, komutan bir orduyu, ordu koca bir ülkeyi kurtarır

Kendim için yazıyorum.

Yorum yap