Paylaş

Değer miydi? diye soruyorum kendime. Hem de sürekli…

Günün sonunda aynı cümleyi kuruyorum; tıpkı günün başında Meleklerin kurduğu gibi: “… orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” …

Allah (c.c.) benim de Meleklerin de bilmediği şeyleri biliyor, bu doğru. Ve fakat sorun şu ki ben neyi bildiğini ve her şeye rağmen buna “neden” değdiğini bilmiyorum.

Bu soruyu sormamın ve yaratılmış olmayı sorun olarak görmemin asıl sebebi sanırım varlık serüvenine yatay (tüm insanlık) ve dikey (tüm zamanlar) olarak bakmamdır. Kendi var olma serüvenime odaklanmıyorum. Sorunu kendimin var olmasında görmüyorum. Kendi dışımda olanların ve kendi bireysel tarihim dışındakilerin var olmuş olmasında arıyorum.

Müslüman olmuş olmanın bencilliği ve kibrinden sıyrılarak düşünmeye çalışıyorum. Çünkü kulaklarıma muhtemel cümlelerin titreşimleri ulaşıyor ve duyuyorum:

  • Kendini kurtardı da başkalarına üzülüyor…
  • Senin görevin iyi olmak ve iyiliği yaymak…
  • Sen Nuh’un gemisine çağır, duyup da gelmeyenlerindir sorun…
  • Yeryüzünün dört bir yanına Allah’ın vahyini ulaştırmayı, Yaratan ile yaratılan arasındaki engelleri kaldırmayı dava edin…
  • Sonu cennet olan bu yola sesinin ulaştığı her kesi çağır…

Müslümana, doğru yolda olmaktan dolayı “mutlu” olmaktan utanmak da yakışır belki; bilemiyorum. Ama evet, hala aynı soruyu soruyor ve aynı cevapsızlığa razı oluyorum: Değer miydi?/Değdi mi?

Bildiğim hikayeler hep aynı şekilde başlardı: Dağa, ovaya, çöle bir Nur (vahiy) inerdi. Bu nur’u sırtlananlar başkalarına da ulaştırmaya çalışırdı. Bu yolda candan da canandan da geçerlerdi. Bu kutlu nidayı bazen bir söz, bazen bir kitap, bir kılıç ve bazen de bir ordu taşıdı ötelere. Meleklerin bahsettiği fesat çıkaranlardan ve kan dökenlerden olmamak/olmamaları için. Bu yolda bazen balığın karnında hapsolmak da vardı, bin yıllık bir devletin gölgesinde yaşamak da… Benim gördüğüm, insanların çoğu duymadı veya dinlemedi. Gözlerden ve gönüllerden ırak köşeler nice feryatlara, zulümlere şahit oldu; olmaya devam edecek. Bu nedenle değdi mi değmedi mi bilmiyorum.

Fakat şunu biliyorum ki, herkesten ve her şeyden sıyrıldığımda var olmanın memnuniyetini ve olandan razı olmayı hissediyorum.

Çünkü yasak meyvelere el uzattığımda ve Hak olana sırt dönüp kaçtığımda karanlıklar içinde hangi kelimeler ile döneceğimi yine Yaratan ilham ediyor. Zulmü nefsime ettiğimi ve bağışlamazsa zalimlerden olacağımı O’ndan emanet kalan kelimelerle anlıyorum.

Kardeşimin kanına girip gömmek için kargaya muhtaç eylemedi beni, biliyorum.

Gözüm de gönlüm de vadinin dibinde eğlenenlere kaydı ve fakat ayaklarım gitmedi. Bunu bir meziyet olarak görmedim hiç.

Nuh’un elleriyle inşa ettiği geminin kapıları sonuna kadar bana da açıktı; girdim gördüm. Başkaları da gelsin diye çok çırpındı ve canhıraş bir şekilde herkesi çağırdı.

Kimsenin bahçesine el uzatmamayı, muhtaç olup el uzatanı boş çevirmemeyi O’ndan gelenden öğrendim. Aldım kabul ettim.

Batanlara meyletmemeyi Atam İbrahim’den gördüm. Gördüm, tapmayalım taşa tahtaya diye hepsini baltasıyla kırdığını…

Kamu malına el uzatmamayı Salih’ten, kimsenin ırzına göz dikmemeyi Lut Peygamberden işittim.

Güvenirsen kör kuyulardan kurtulacağını, bir asa ile denizlerin yarılıp ölülerin de dirileceğini, ataların köle edilip kıyılmışken gün gelip Süleyman olacağını O’ndan gelenden öğrendim.

Zorlukla ve darlıkla sınanmadım henüz; fakat Hz. Muhammed’in tarif ettiği yoldan hiç rahatsızlık duymadım. Başka bir yola da başka bir sona da talip olmadım. Bununla övünmüyorum ve lakin bu nedenle de kendim için var olmamın değip değmediğini hiç düşünmedim.

"Çay, dinlemek ve yazmak olmazsa kendimi kötü hissederim" diye düşünen biri...

3 thoughts on “Değer miydi?

  • 30 Eylül 2024 tarihinde, saat 09:15
    Permalink

    Nisa 75…Bu ayet icin ne kadar hazırlığımiz var.Belki de kilit olan bu.Yeryuzunu zulme boğan tarafa karşılık mazlumlar için kendini adayabilmek…

    Allah böyle takdir etmişse mutlaka ”’değer “.
    Cehennem de var.Herkesin basarili olamayacağı ifade edilmiş.

    Yanıtla
  • 30 Eylül 2024 tarihinde, saat 16:48
    Permalink

    Bir de zaten Allah in bir şeye ihtiyacı yok.Ihtiyac acısından bunu değerlendirmek?
    Din Muhammed Peygamber in döneminde kemale erdi?
    Meleklerin yaratılması ile ne olmuş olabilir Allah icin?Ihtiyacı mı vardı?
    Soru degerli bence ama yine de soru ile mücadele etmekten alamıyorum kendimi:)
    Selamlar,Allah ilmimizi arttırsın dilegiyle

    Yanıtla
    • 14 Ekim 2024 tarihinde, saat 09:41
      Permalink

      Katkı ve yorumlarınız için teşekkür ederiz.

      Yanıtla

Yorum yap