Paylaş

“İnsan yaşlanınca her şeye ilgisini kaybediyor.”

Kutluca Köyünden* Ahmet amcanın sözleriydi bunlar. Eski topraklar en azından ilgilerini yaşlanınca kaybediyor. Bizim yetiştirdiğimiz nesillerse sanırım herhangi bir şeye hiç bir zaman gerçek anlamda ilgi duyamayacaklar.

Artık çok çabuk yorulan, çabuk sıkılan ve mümkünse tek bir saç telini bile herhangi bir sebeple feda edemeyen insanların oluşturduğu bir çağı yaşıyoruz ve daha da kötüsü bunu katlayarak devam ettirecek kuşaklar bekliyor bizi. Belki yok oluşumuz da bu sebepten olacak.

Bir çoğumuz haftada en az bir akşam 2-3 saatimizi bir televizyon dizisine ayırıyoruz. Bazımız listesine aldığı filmleri izliyor düzenli olarak. Sosyal medya ise başka bir dünya, günde en az bir saatini harcıyor çoğu. Bu kadar “vakit” ayırarak yapabileceğimiz hayırlı şeyleri sıralamaktansa şöyle desek yanlış olmaz: “Bu kadar düzenli vakit ayırarak yapamayacağımız herhangi bir şey yok.” Yukarıda saydıklarım elbette gereksiz işler listesinde başlarda yer almaz, değişen çağın “ihtiyaçları” bunlar; ama önceliklerimiz, bizim nasıl bir hayat kurguladığımızla yakından ilişkili. Yoksa “neden” diye sorgulamalarımız temelsiz oluyor.

Ahmet amca, ilgi kaybını yaşa bağlıyor ama günümüzde ilgisizlik artık her yaşta ve her alanda patolojik bir seviyeye ulaştı. İlgimiz aslında yüksek ama temel insani değerlere değil. Paylaştığımız bir fotoğraf veya yazının beğenilme oranına duyduğumuz ilgiyi kapı komşumuzun ne halde olduğuna duyamıyoruz. Özellikle de eyleme yönelik tepkilere karşı aşırı bir ilgisizliğimiz var.

İlgi kaybımızın nedenlerini bilimsel olarak anlatabilecek yetkinlikte değilim ama bu konuyu hepimiz kendi içimizde cevaplayabiliriz belki de.

Aslında amacım, hiç bitmeyecek sandığımız “zaman” sermayemizin ne kadar kısıtlı olduğunu ve sona gelmeden bunu nasıl daha bereketli kullanabiliriz’i sorgulayan bir kaç kelam etmekti ama yapamadım, konu yine başka bir şekle büründü. Sürekli dırdır eden, her şeyden şikayetçi olan ama hiçbir şeye faydası olmayan insanlar gibi tek yaptığım, bir şeyleri, birilerini eleştirmek. Bunu fark ettiğime göre belki ben de yaşlanıyorumdur.

*Bursa, İznik

Yazmak iyi geliyor. Müziğe ve şiire ilgim var. İşim dışında herhangi bir alanda uzmanlığım yoktur. Yazılarım sadece birer yorum, çok da anlam yüklemeyiniz. Aslen Erzurum, doğma büyüme Ankaralıyım. Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunuyum. Şimdi Bursa'dayım. Geçinmek için memur olarak çalışıyorum. Evli ve bir oğul babasıyım. Hayattaki tek amacım insan kalabilmek. Kişisel gelişimciler kızmasın, somut bir amacım, hayalim ya da beklentim yok bu hayatta. Burası gurbet, neyi isteyip de elde etsek uçup gidiyor burada.

Yorum yap