Paylaş

Herhangi bir olay, durum, paylaşım ya da haber karşısındaki tavrımızı neye göre belirliyoruz? Bir şeyi neye göre kabul ediyor, neye göre reddediyoruz? Herhangi bir konuda karar verirken bilgilerimizi yokluyor, kitaplar karıştırıyor muyuz, bilen birilerine danışıyor, istişare ediyor muyuz; yoksa o anki hislerimiz, heyecanlarımız veya menfaatlerimizin gerektirdiği gibi mi karar veriyor, kabul ya da reddediyoruz?

Nedense ikinci söz ettiğimiz kısım daha ağır basıyor sanki? Müslüman bireylerin olaylar ve durumlar karşısındaki tavrı ne olmalı sorusunun cevabı elbette her şekilde Müslüman bireyin tavrı Kuran ve sünnet ölçüsüne uygun olandır. Tavrımızın Kuran ve sünnet ölçüsüne uygun olması için de bizim Kuran ve sünnet bilgisine en azından günlük yaşamda karşılaşacağımız olaylarla bağlantı kurabilecek kadar sahip olmamız gerekmektedir. Unutmayalım ki ilim öğrenmek kadın erkek her Müslümana farzdır. Günümüzde hemen hemen her konuda eğitim alan, zaman ve para harcayan insanların birçoğu Müslümanca yaşamak için gerekli olan temel bilgilere ne yazıktır ki sahip değiller. Fransızcadan dilimize giren seküler ifadesi ne yazık ki toplum yaşamının büyük bir bölümünü kaplamış vaziyette. Nedir seküler? Yaşamdan dinin tüm izlerini silip dini sadece bir vicdan işi kabul etme olarak tanımlanabilir. Modernitenin bir ürünü olan sekülerizm, insanın ilâhi ve uhrevî tabiatına sırt çevirmesidir.

Peki din sadece bir vicdan işi midir? Din nedir?

Din her şeyden önce yaşam tarzıdır. Olaylara ve insanlara yaklaşım şeklinde. Din, senin yediğin içtiğindir:

Leş, kan, domuz eti, Allah´tan başkası adına boğazlanan hayvanlar size haram kılındı.” Maide:3

Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah´ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi? “ Mâide: 91

Din, toplumda insanlarla olan ilişkilerindir (Komşu, ana-baba hakkı, kul hakkı, akrabalarla olan ilişkiler…):

Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.”İsra: 23

Din izlediğin filme ya da yolda gördüklerine nasıl baktığındır:

“(Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.” Nur: 30

Din, giyim tarzındır:

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. ” Nur: 31

Din alışverişin, ticaretindir:

“Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah´a güzel bir borç (isteyene faizsiz ödünç) verecek yok mu? Darlık veren de bolluk veren de Allah´tır. Sadece O´na döndürüleceksiniz.” Bakara: 245

Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah´tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.” Al-i İmran: 130

Din, aile içi ilişkilerindir:

Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.”  Tevbe: 71

Bu liste böyle uzayıp giderken dini sadece vicdan işi görmek, namaz kılsan iyi olur ama önemli olan kalbinin temizliği demekle dinin tanımlanamayacağını herhalde anlamışsınızdır. Günümüzde Batılılar gibi yaşamak modernizm sayılsa da aslında ortaya çıkan dinsiz bir yaşam tarzıdır. Yaşama dair tavrımızı Kuran ve sünnete uygun almak yerine Batılıların seküler anlayışlarına göre aldığımız sürece Müslümanlardan olabilir miyiz? “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur.” (Al-i İmran: 28) uyarısını dikkate almak gerekmez mi?  Batı’nın bize dayattığı bu yaşam tarzıyla toplumumuzda yaşanan hiçbir soruna çare bulunamamaktadır. Cinayetler, kişisel bunalımlar, ekonomik adaletsizlikler, savaşlar artarak çoğalmaktadır. Batılıların dünyayı sömürerek elde ettikleri ve sadece seçkinlerini faydalandırdıkları yaşama bakarak onlar gibi olmaya çalışanlar boşa uğraşmaktadır.

“Kâfir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız lutufta bulunur.” Bakara: 12

 


@okumayabak

Yorum yap