O İsrail için bir kahraman, Suriye için bir hain, Siyonist düşünce dünyası için ise süper kahraman bir casus. Evet, Eli COHEN. Son dönem dizi ve film senaristlerinin, özel dizi ve film platformlarının beyaz perdeye taşıdığı bir isim Eli Cohen. Hırslı, gözüpek, tam bir kahraman o, tabi İsrail ve Netflix ve bazı özel medya platformları için.

Bu isim benim nereden dikkatimi çekti. Aslında Ortadoğu’ya meraklı bir insanımdır ve istihbarat oyunlarını okumayı, takip etmeyi severim. Her ne kadar Eli Cohen’le ilgilenmemiş olsamda Netflix’de Eylül ayında gösterime giren The SPY adlı 6 bölümlük mini dizi ile keşfetmiş oldum diyebilirim.

Bir gün Suriye devlet başkanı Hafız El Esad ile İsrail başbakanı Şimon Peres bir araya gelirler. Peres Esad’a ”Muhaberatınla çok övünüyorsun ama Lazkiye kıyılarına denizaltı gönderdim haberin yok.” demiş Esad’da ”Sen adamlarını gönder de o denizaltının altına bir baksınlar” demiş. Peres adamlarını göndermiş bir de ne görsün geminin altında El Muhaberat tamgası.

İki ülke arasında bu anlatılan hikaye ütopyadan ibaret olsada bu iki devlet arasında geçen istihbarat savaşları gerçek. Yıllarca El Muhaberat kendi üstünlüğünü, Mossad kendi üstünlüğünü anlattı. Dolayısıyla çok ütopik hikayeler türedi. Ancak Eli Cohen bu kadar ütopya arasından sıyrılan gerçek bir hikaye.

Eli COHEN:

Tam adı Eliyahu Ben-Shaul Cohen. Eli cohen Suriye Halep asıllı muhafazakâr, fakir bir Yahudi ailenin çocuğu olarak Mısır İskenderiye’de 26 Aralık 1924 tarihinde doğmuştur. Aile Halep’ten İskenderiye’ye 1914’de göçmüştür. Bazı kaynaklara göre ailenin Deyrezzor’dan göçtüğü söylensede Eli Cohen ailesine ait bir web sitesinde Halep asıllı oldukları yazmaktadır.*

Cohen Mısır’da bulunduğu zamanlar da Mısırlı Yahudilerin İsrail’e kaçmasına yardımcı olmuş, sol gruplara yakın çalışmalar düzenlemiş bu çalışmalarından ötürü yakalandığı ve hapis yattığı olmuştur. Yine aynı sitede yer alan bilgiye göre Eli 1947 yılında Mısır ordusuna katılmak ister ancak güvenilir bulunmaz. 1955 yılından sonra halen Mısır’dayken İsrail istihbaratına çalışır ve on bin civarı Yahudi’nin İsrail’e kaçmasına vesile olur. Daha sonra 1957 yılında botla İsrail’e kaçan grupta yer alır.

İsrail’e geldiğinde Askeri istihbaratta görev alır ancak bu masa başı bir iştir ve bu Eli’yi tatmin etmez. Bir kaç kez Mossad’a başvursada bu olumlu sonuçlanmadığı için masa başı işinden de istifa eder özel bir kurumda muhasebe işi yapmaya başlar. Bu dönem de maddi sıkıntılar çekmeye başlar. Eşi Nadıa Cohen (Irak asıllı) durumdan müzdarip olsada bunu Eli’ye belli etmemeye çalışır ancak Eli durumun farkındadır.

İçten içe bir yüksek makama ve maddi olarak daha müreffeh bir hayata geçmek isteyen Eli’ye bir gün Mossad’dan haber gelir ve 1960 yılında Mossad’da işe başlar.

O dönem İsrail’e karşı Arap kökenli devletlerden yoğun bir baskı var; bugün olanın tersi yani. Zaten Mısır ve Suriye birleşmek umudu ile bir ara bir kaç hamlede bulunulmuş 2-3 yıl ”Birleşik Arap Cumhuriyeti” adında bir birliktelikleri olmuş daha sonra bu birlikteliğe Lübnan ve Irak da katılmış. Hasılı yani İsrail’in henüz o coğrafyada kabul edilmediği, bir çıban olarak görüldüğü, çıkar kavgamız olsa bile İsrail’e karşı birleşmeliyiz mantığı olan bir dönemde; İsrail kendi kendini korumaktan, kendi ayakları üstünde durmaktan başka bir çaresi olmadığını bilir, farkeder ve her kanadını güçlendirmek ister. İşte böyle bir siyasi bunalım ve siyasi gerilim çağında Suriye’nin yaptıklarından bir türlü haberdar olamayan İsrail bir şekilde Şam’a adam yerleştirmek ister. İşte o adam (Arap milliyetçiliğinin tavan yaptığı dönemde) Arap, Suriye kökeni, Arapça bilmesi, fiziki yapısı ile biçilmiş bir kaftandı. Kendini Mossad’a ve İsrail’e ispatlama gayesi, karısına müreffeh bir hayat sunma isteği; bütün bunlar bir araya gelince onu muazzam bir ajan haline getirdi galiba. Tabi kişisel yeteneklerini de göz ardı etmemek lazım.

Eli 1960 yılında Mossad’a alınır altı aylık hızlandırılmış eğitimden sonra Arjantin’e gönderilir ve burada Kamel Amin Sabit adını kullanmaya başlar. Eli Arjantin’de Kamel adında Suriye asıllı ama Suriye’yi hiç görmemiş Suriye aşıklısı, vatanperver, zengin bir tüccar rolü çizmeye başlar. Bu rol ile de kısa zamanda varlıklı insanlarla arkadaş olmaya başlar. İleride Baas rejiminin Suriye öncüsü olarak devlet başkanı olacak olan Emin El Hafız ile Arjantin askeri ateşesi/konsolosu iken tanışırlar, hatta vatan aşkıyla yanan Suriye asıllı Arjantin zengini Kamel’in Suriye’ye gitmek ve yerleşmek için referans mektubunu Emin El Hafız’ın verdiği söylenir.

Kamel (Eli) Şam’a yerleşir, hatta 2. ordu komutanlığını net gören bir konumdan evini tutar, geniş gösterişli bir evdir. Kısa sürede muazzam iletişim yeteneği sayesinde zengin, yerli, bürokrat arkadaşları olur. Her fırsatta Mossad’la haberleşen Eli her durumu bilgi notu olarak düşer. Bürokrat arkadaşları, askeri kökenli arkadaşları onu zenginliği ve vatan sevgisinden dolayı çok severler. Eli’de bu sevgiyi görür ve kısa süreli periyotlarla evinde parti düzenler. Asker kökenli arkadaşları sayesinde 1962’li yıllarda ülkenin güneyine bir çok kez seyahat düzenler. Tartışmalı bölge ve sürekli karışık kabul edilen Golan tepelerine ilk keşfi de bu dönemde olmuştur. Bu seyahatler 62-65 yılları arası sıklıkla sürmüştür. Golan tepelerine yaptığı bir seyahat esnasında ”Buradaki vatanperver askerlerimize bir hediyem olacak artık gölgede nöbet tutacaklar” diyerek askerlerin nöbet tuttuğu ağır silahlı, tam teçhizatlı yerlerin yanına okaliptüs ağaçları gönderir. Bu durum Mossad tarafından şaşkınlıkla ve kızgınlıkla karşılansada 1967 yılında yapılan 6 gün savaşlarında İsrail bu okaliptüs ağaçları sayesinde savaşta galip olmuştur. Eli’nin Partilerinde üst düzey bir çok insan vardır. Kamel (Eli) 1961 yılında Baas partisine üye olur. Hatta rejim değişikliğine yol açan kansız (!) darbe Kamel sayesinde gerçekleştirilir. Baas rejimi darbe yapacağı esnada eski rejimin tüm unsurları Kamel’in evinde partidedirler. Partiden çıktıklarında ise sistem çoktan değişmiştir.

Rejim değişikliği sonucu bütün işler artık Kamel için daha kolaydır. Devlet içerisinde bütün işleri sıkıntısızca yapar, bürokraside daha yetkin bir hale gelir. Zamanla üstün iletişim yeteneği sayesinde Savunma bakan yardımcılığına kadar yükselir. Baas rejiminin ideolojik yapısı gereği Rusya’ya yakınlığı vardır ve gerekli gereksiz bütün istihbari, askeri ve teknolojik bütün ihtiyaçlarını Rusya’dan tedarik ederler. Ve bir gün Kamel’i (Eli Cohen) Rusya’dan aldıkları sinyal ölçüm cihazları ile telgraf başında mesaj iletirken yakalarlar. Ve Kamel Amin Sabit (Eli Cohen) 18 Mart 1965’te Şam’ın Merce meydanında asılarak idam edilir. Mossad ve İsrail’li üst düzey yetkililerin birçok girişimine rağmen asılması engellenemez. İdam sonrası İsrail’in cenazeyi almak için yaptığı tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlanır. Son olarak 2007 yılında Türkiye’nin de arabulucu olarak devreye girmesi ve cenazeyi istemesi bile sonuçsuz kalır.

İdam video: Eli cohen idamı Suriye Devlet televizyonu yayımı

Bugün bile Mossad’ın cenazenin yerini bilmediği söylenir.
İsrail’de ise Tel Aviv’in gözde caddelerinden birine Eli Cohen adı verildiği söylenir.

Suriye için:

İdamın olduğu o gün Suriye için bir devrimdir. Kimine göre utanç verici bir devrim, kimine göre casusu yakaladıkları için kıvanç verici bir devrimdir. Hasılı şahsım ve bölge devletleri açısından Suriye; komik duruma düşen, namusu ile oynanmış bir pozisyona düşmüştür. Devletin en gizli köşelerine sızmış, haber alma bakanı ve devlet başkanı ile olan münasebeti ile tüm haberlere hakim olmuş, savunma bakan yardımcılığına yükselmiş birisinden bahsediyoruz. Suriye devlet psikolojisi bu casus olayından çok etkilendi artık devlet paranoyaklığa büründü. Onlar için herkes casus herkes ajandı. Ancak bu paranoya onları daha kontrollü bir devlet olmak yerine korku psikolojisine, rüştünü ispat edememiş ergen haline büründürdü. Devlete her talip olan daha kontrollü daha istikrarlı bir devlet perspektifi çizmek istese de bunda çok başarılı olduğu söylenemez. Zaten Emin El Hafız yönetimi sonrası, Hafız döneminde henüz yüzbaşı olan Hafız El Esed yaptığı kulislerle kısa sürede güçlenerek darbe yaptı ve kendisi başa geçti. Sonrası malum zaten.

İsrail için:

Olay üzerinden bakacak olursak; İsrail bölgede yalnız olduğunu, bölge devletlerinin kendisini istemediğini, bir anlık gaflette tüm bölge devletlerinin üstüne üşüşeceğini biliyordu. Bu sebeple İsrail kendi kendine yetmeli, kendi kendini korumalı ve defansif bir devlet stratejisinin işe yaramayacağını bilakis ofansif stratejinin kendisini bölgede kalıcı kılacağını anlamıştı. İsrail tüm bu düşünceler içerisinde kutsal davalarına hizmet için her şeyden geçtiler. Yoğun çalışma onları bölgede tek istikrarlı devlet haline getirdi. Hem de minicik bir devlet olmalarına rağmen.

Eli Cohen olayından İsrail adına şunu çıkartabiliriz. Bizim öz Halep’li evladımız düşman askeri olup düşmanın ilan ettiği kahraman oldu. Biz serden geç(e)mezken yine bizim evladımız olan Halep’li ailesinden, eşinden, yurt bellediği yerden geçebildi. Sonuç ise köklerinin olduğu yerin aleyhine, kendini ait hissettiği yerin ise lehine oldu. Genel perspektifte ise İsrail’in bu coğrafyada kendini garanti altına almak için yapamayacağı yok. Düşman devletin parlamentosuna sızmaktan tutun aileleri yok etmeye varana dek. Bunu net ifade etmek gerekir.

Netflix için:

İsteğe bağlı film ve dizi platformu Netflix deyince aklıma Malcolm X’in ”Eğer dikkatli olmazsanız, medya sizin iyi insanlardan nefret etmenizi, kötü insanları ise sevmenizi sağlar” cümlesi geldi. Evet sadece sıradan bir izleyici iseniz bu medya portalı size Yahudileri Dünyada ezilen tek ırk, İsrail’i var olma çabası güden bir devlet, Nazileri ise soykırım uygulayan tek yönetim olarak ifade eder. Siz de artık farkında olmadan Yahudi sempatizanı olur çıkarsınız. Netflix görevini layıkıyla yerine getiriyor. Varsa bir medya portalınız siz de aksini iddia edin yada doğru olanı kaynaklarla sunmaya çalışın, hatta bunu dava edinin sadece doğruları anlatmakta kendinizi zabit belleyin, ezilen her kim ise savunabilin ama Suriye’de olanları da Irak’ta olanları da Yemen’de olanları da, Hollywood medyasında batının özgürlük mücadelesi olarak sunmasından önce siz sunun. Suud’ların yaptığını da bir Lawrence’in yaptıklarını da objektif olarak ifade edebilmelisiniz. Ha oturduğumuz yerden Netflix eleştirisi mi? Gerçekten çok kolay.  Okumak ve araştırmak gibi meziyet sahibi olmayanlar kısa sürede Netflix esiri olmaktan ve Netflix jargonu kullanmaktan öte gidemiyor.

*https://www.jewishpress.com/news/breaking-news/rare-captured-footage-released-shows-israeli-spy-eli-cohens-execution-video/2016/09/20/

Yazar, çizer, fotoğraf çeker. Çayı sever, evli, bir kız ve bir oğul babası.

Yorum yap