Paylaş

“Ah benim kötü günlerim.

Anneme şikâyet etmek istiyorum.

Bana hayır dediler.

Sen hala bir çocuksun kalbin kaldırmaz dediler.

Anne ben senin oğlunum ve boğuluyorum artık. Özür dilerim bunları düşündüğüm için…”

Arapça bir şarkıdan alıntı bu sözler. Hani herkesin bildiği… “Ya lili ya lila….”diye başlayan.

Sene 2018 ya da 2019…

Arabalardan, kafelerden dışarı taşan bir müzik var. Eğleniyor insanlar ama kendini verdiğinde içerlerde bir yerlerde derin bir acıyı fark ediyorsun…

Bir yalvarış, yakarış, hayatın bir köşesine sıkışmış bir çocuk yalvarışı… 

“Ah benim kötü günlerim.

Anneme şikâyet etmek istiyorum.

Bana hayır dediler.

Sen hala bir çocuksun kalbin dayanmaz dediler.

Anne ben senin oğlunum ve boğuluyorum artık. Özür dilerim bunları düşündüğüm için… “

Nereden hatırladın şimdi bu şarkıyı diyeceksiniz. Maalesef artık hayatımızda hiçbir şey uzun zaman kalmıyor. Şarkılar da buna dahil. 

Bahsedeyim efendim. Malum “Tik Tok” denen popüler bir uygulama var. Orada son dönemde yaygınlaşan bir video benim de görüş alanıma bir şekilde girdi.  Bu videolarda ebeveynler çocuklarıyla bir aslan ailesi pozu veriyorlar. Tabi ki resimler çocuklarını ve ailelerini koruyan, kollayan pozlar. 

Ah insan!.. Her şeyin gösteriş… her şeyin poz…

Çocukluk yıllarımdan beri bir sürü şeyin kavgasını verdim. İdeallerim oldu. Davam oldu. Gücümün son zerresine kadar takip ettiğim…  Bağırdığım, haykırdığım, yalvardığım şeyler oldu ama yaşım ilerledikçe genişleyen görüş açımdan gördüklerim:

Şu koca dünyada mücadelesi verilmeye değer çok az şeyin kaldığını görüyorum. Bunlardan bir tanesi aile. Çünkü aile yaşadığı sürece diğer her şey onun koruyucu bariyerine çarpıyor ve yok oluyor. 

Allah’ın Âdem ve Havva’nın arasına sevgi ve ünsiyetten yaratığı ve adını aile koyduğumuz o muhteşem birliktelik, o koruyucu bariyer. 

İnsan neslinin sorunlarına bakarken doğru mu görüyorum acaba deyip penceremi değiştirdikçe gördüğüm manzarada ırklar değişiyor, dinler değişiyor, yaş grupları, cinsiyetler, maddi gelir, refah seviyesi değişiyor. 

Dünyanın her yerinde sorunlar hemen hemen aynı. Sorunlarla en güzel mücadele edenler hatta bazı sorunların semtine hiç uğramayanlar kimler biliyor musunuz? Bir ailesi olanlar. Yani ebeveynliğini aktif kılan bir anne ve babanın olduğu yuvalar. 

Nerede gözleri ışıldayan, kontak kurabildiğiniz, oturmayı kalkmayı öğrenmiş; mahremiyeti, edebi, sevmeyi bilen çocuklar, gençler görseniz arkasında bir anne, bir baba var. 

Artık benim için şu oldukça net.

Şiddete meyilli, toplumsal uyumsuzluk yaşayan, bağımlılık cenderesine düşmüş çocukların büyük bölümünde ortada bir ailenin olmayışı gerçeği yatıyor. İlginç olan ne dindarlığın ne modernliğin ne de maddi durumun süreci değiştirmiyor oluşu. 

Tik Tok’ta videosunu çektiğimiz vahşi aslan aileleri gibi olabilir miyiz sizce? Ailesine karşı şefkatli ve merhametli, sorumluluk bilinci içerisinde, vahşi hayattan gelecek tehlikelere karşı algıları açık ve tetikte. Bir de yavru aslanları şartlara karşı donanımlı ve dayanıklı yetiştirmek de var. 

Sesimin son gücüyle haykırıyorum. 

Artık mücadelesini vereceğimiz bir şey kaldı.

Koruyacağımız tek kale. 

Aile…

 

One thought on “Son Kale

  • 23 Aralık 2021 tarihinde, saat 15:37
    Permalink

    Güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.

    Yanıtla

Yorum yap