Olumsuz çocukluk deneyimleri çalışmalarına göre dünya üzerinde yaşayan insanların %64’ü en az bir çocukluk çağı zorluğu yaşıyor. (Ölçeği ilerleyen kısımda paylaşacağım)
Çocukluk çağı nörobiyologlarına göre her mutsuz ailenin benzer olduğu bir nokta var. Mutsuz, işlevsiz ailelerden gelen ve kronik güçlük yaşayan çocuklar, kim olursanız olun, nerede yaşarsanız yaşayın, ya da büyürken sizi mutsuz edecek ne yaşamış olursanız olun birbirine oldukça benzer görünen ve kalıcı fiziksel yaralara sebep olan beyin yapısı değişikliğine maruz kalmaktadır. Bu oluşan beyin yapısı değişikliği stres tepkilerimizi ve boyutunu doğrudan etkiliyor.
Şöyle bir senaryo ele alalım: Diyelim ki yatakta uzanıyorsunuz ve evdeki diğer herkes uyuyor. Saat gece bir. Merdivenlerde bir gıcırtı duyuyorsunuz. Sonra başka bir gıcırtı daha. Şimdi de sanki koridorda biri var! Henüz bilinçli zihniniz ile neler olabileceğinin olasılıklarını tartmadan, aniden uyanıklık hissediyorsunuz. Beyninizde hipotalamus olarak bilinen küçük bir bölge, tüm vücudunuza kimyasal pompalaması için iki küçük bezi -hipofiz ve böbrek üstü bezlerini- uyaran hormonları salgılamaya başlıyor. Adrenalin ve kortizol, vücudunuzun bağışıklık tepkisini harekete geçiren güçlü haberci moleküller salgılaması için bağışıklık hücrelerini tetikliyor. Orada yatarken, nabzınızın derinizin altında sanki davul gibi attığını duyuyorsunuz. Kollarınızdaki tüyler diken diken olmuş, kaslarınız gerili, vücudunuz, hayatınızı ve uzuvlarınızı korumak için savaşmaya hazırlanıyor. Çok geçmeden duyduğunuz ayak seslerinin gece yarısı atıştırmalığını bitirdikten sonra merdivenlerden yukarı çıkan ergen çocuğunuza ya da bir evcil hayvanınıza ait olduğunu anlıyorsunuz. Vücudunuz rahatlıyor. Kaslarınız gevşiyor. Kollarınızdaki tüyler gerisin geriye düzleşiyor. Hipotalamusunuz ve onunla birlikte hipofiz ve böbrek üstü bezleriniz, diğer adıyla ”HPA stres ekseniniz” sakinleşiyor. Ve en nihayetinde siz de sakinleşiyorsunuz! Tabi sağlıklı bir stres sisteminiz varsa.
Stres tepkiniz sağlıklı olduğunda strese hızlı ve uygun bir cevap verirsiniz. Stres etkeni geçtikten sonra ise o “savaş ya da kaç” tepkinizi söndürürsünüz. Buna rağmen stres ve duygular vücudumuzu somut ve belirgin şekilde etkiler. Duygular fizikseldir. Midenizde bir ağrı hissedersiniz, boğazınızda bir şey düğümlenir.
Zihinsel stres ve vücudun iltihaplanması arasında ciddi bir ilişki vardır. Öfke, korku, endişe, kaygı, ruminasyon (düşüncelerin zihninizde sürekli tekrarlanması), keder ve kayıp gibi stresli duygular yaşadığımızda vücudumuzdaki HPA ekseni iltihabı (enfeksiyonu) arttıran kortizol ve enflamatuar sitokinler de dahil olmak üzere stres hormonlarını salgılar.
Bağışıklık sistemimizin viral veya bakteriyel bir enfeksiyonla savaşması gerektiğini düşünelim. Pek çok beyaz kan hücresi enfeksiyon bölgesine hücum eder. Bu beyaz kan hücreleri içeri sızan zararlı mikroorganizmaları yok etmek ve hasarlı dokuyu onarmak için enflamatuar sitokinler salgılar. Fakat bu sitokinler düzensiz veya fazla salgılandığında dokuyu onarmak yerine dokuya hasar vermeye başlar. Yani kronik ve fazla stresinizin salgılattığı sitokinler sizin hasarsız dokularınıza zarar vermeye başlar.
İşte burada devreye geçmiş hikayeniz ve şu andaki mental durumunuz devreye giriyor. Çocukluk çağı zorlukları (aileden kaynaklı travmalar, sosyal çevreden kaynaklanan travmalar vb.) sizin yetişkinlikte kronik stresten ve bunun neden olduğu bir çok fiziksel hastalıktan muzdarip olmanıza neden oluyor. Yani geçmiş hikayeniz, eğer müdahale etmezseniz yetişkinlik ve ilerleyen yaşlarda sizi hasta ediyor.
Stresli bir yaşamınız varsa ve rutin olarak strese maruz kalıyorsanız bu (ki bu Türkiye şartlarında kaçınılmaz) 10 belki 20 yıl sonra uzun süreli iltihaplanma ve hastalıklara yol açıyor.
Bunu çalışmalarda da rahatlıkla görebiliyoruz. İrritabl bağırsak sendromundan muzdarip kadınların yarısından fazlası çocukluk çağı travması bildirmektedir.
Ebeveynleri boşanan çocukların yetişkinlikte felç geçirme olasılığı çok daha yüksek. Çocukluk çağı travmaları ve bunların sayısı; kanser, akciğer hastalıkları, diyabet, astım, baş ağrıları, ülserler, multipler skleroz, lupus, irritabl bağırsak sendromu ve kronik yorgunluk gibi hastalıklara çok daha yüksek oranda maruz kalınmasına neden oluyor.
Bir çocuğun karşılaştığı olumsuz çocukluk deneyimleri ne kadar fazlaysa yetişkin olarak kalp hastalığına yakalanma riski de o kadar fazladır.
Aşağıda bırakacağım olumsuz çocukluk deneyimi ölçeğini değerlendirdiğinizde puanınız 7 veya daha fazlaysa kalp hastalıklarına yakalanma riskiniz %360 daha fazla.
Bunlar nedenlerken, hayati önem taşıyan çözümlerdir. Bugün başta aileler ve aile içi yaşamlarda travmaya maruz kalan çocukların ilerideki rahatsızlıklarını görebiliyoruz. Bunun en temel sorununu ortadan kaldırmak ve bilinçli ve işlevli aileler kurmak temel görevimiz. İşlevsiz ailelerin çocuklarının yetişkinlikte geçirdiği rahatsızlıkların tespiti ve hikayesini anlamada ise günümüz fedakar hekimlerine çok büyük rol düşüyor. Bugün maalesef bir çok hekim, insanın hikayesinin onun bugünkü hastalıklarına neden olduğunun farkında değil ya da bunu o kadar önemli bulmuyor. İlaçla tedavi tek yol olarak belirlenirken aslında mental-ruh sağlığının iyileştirilmesi için hastanın yönlendirilmesi çok büyük önem arz ediyor. Fakat burada sistemi de eleştirmek gerekiyor. Bugün bir hastanın muayenesine tanınan süre maalesef 10-15 dk. Bir hekimin, hastanın çocukluğunu ve hikayesini dinlemesi için 15 dakika yetersiz ve imkansız. Yapılması gereken basit fakat uygulaması zor; bilinçli aileler kurmak, bilinçli ve ruhsal-bedensel olarak sağlıklı çocuklar yetiştirmek, hekimlerin bu konuda farkındalık kazanması ve müdahale için sistemin esneklik göstermesi.
OLUMSUZ ÇOCUKLUK DENEYİMLERİ ANKETİ
18. yaş gününüzden önce:
1. Bir ebeveyniniz ya da ev halkından yetişkin biri sıklıkla ya da çok sıklıkla size küfür etti mi, sizi hor gördü mü, sizi aşağıladı mı ya da sizi küçümsedi mi? Ya da sizi fiziksel anlamda incitecek bir şekilde davranıp korkuttu mu?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
2. Bir ebeveyniniz ya da ev halkından yetişkin biri sıklıkla ya da çok sıklıkla sizi itip tartakladı mı, tokatladı mı ya da size bir şey fırlattı mı ? Ya da size hiç iz kalacak veya yaralanacağınız kadar güçlü vurdu mu?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
3. Bir yetişkin ya da sizden en az 5 yaş büyük biri hiç size dokundu mu ya da sizi okşadı mı veya sizden kendi bedeninize cinsel anlamda dokunmanızı istedi mi?
Ya da size uygunsuz bir şekilde dokunma girişiminde bulundu mu veya sizi cinsel olarak istismar etmeye çalıştı mı ?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
4. Sıklıkla ya da çok sıklıkla ailenizden kimsenin sizi sevmediğini ya da sizin önemli ya da özel olduğunuzu düşünmediğini,
Ya da ailenizin size göz kulak olmadığını, ailenizle yakın olmadığınızı veya birbirinizi desteklemediğinizi hissettiniz mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
5. Sıklıkla ya da çok sıklıkla yeterince yemeğiniz olmadığını, kirli giysiler giymek zorunda olduğunuzu ve sizi koruyacak kimseniz olmadığını,
Ya da ailenizin size bakmak için ya da ihtiyacınız olduğunda doktora götürmek için çok sarhoş olduğunu ya da kendinde olmadığını hissettiniz mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
6. Biyolojik ebeveynlerinizden birini boşanma, terk edilme veya başka bir sebebten dolayı kaybettiniz mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
7. Anneniz veya üvey anneniz sıklıkla ya da çok sıklıkla itildi, kıstırıldı veya tokatlandı mı ya da kendisine bir şey fırlatıldı mı?
Ya da o bazen, sıklıkla ya da çok sıklıkla tekmelendi, ısırıldı, yumruklandı veya sert bir şeyle darbe aldı mı?
Ya da hiç en az birkaç dakika boyunca sürekli bir şekilde dayak yedi mi veya silahla/bıçakla tehdit edildi mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
8. İçki problemi olan, alkolik olan ya da uyuşturucu kullanan biriyle yaşadınız mı?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
9. Ev halkından biri depresyonda ya da psikolojik olarak rahatsız mıydı ya da intihara teşebbüs etti mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
10. Ev halkından biri hapse girdi mi?
Evet ( ) Hayır ( ) Evet ise 1 puan olarak kaydedin.
Evet, yanıtlarınızı toplayın. Çıkan sonuç sizin OÇD (Olumsuz Çocukluk Deneyimi) raporunuzdur.
Bu çalışmada “Kesintiye Uğrayan Çocukluk – Donna Jackson Nakazawa” eserinden yararlanılmıştır.