Eskiden insanlar gidecekleri yere kadar atın üstüne binip giderlermiş şimdi de at arabasına binip yolculuk yapan insanlar var. Kim istemez ki geçmişle bağının kopmasını? At istemez. Bir kenara…
Sadi Küçük 16 yaşındayken bulmuştu; ince bir telden çengel iğnesi yapıldığını. İleride arabaları 4 parçaya bölüp çantada taşıyacağımız teorileri de var. Çılgınca, belki de mümkün. Ama bunların soy ismiyle bir alakası yok.
Geçmiş maç özetlerini izlemek için televizyonu açtım. Yeni başlamış bir diziye rast geldim. Dışarıdan pat diye ses geldi. Alt komşum arabayı park ederken duvara vurmuş. Cama çıkan herkesin yüzünde şaşkınlık vardı. Ben bu olaya çok telaşlanmadım.
Yol kenarında iki sevgili tartışıyordu. Kulak misafiri oldum. Ortak bir karar almak için buluşmuşlar. Sevgilerine inançları kalmamış. İnsanlar uğur böceğinin uğur getireceğine inanır. Ben ateş böceğinin ateş getireceğine inanırım. Sadi’nin de bok böceğiyle alakalı fikirleri var.
Markete ekmek almak için girdiğimde kasap reyonunda iki öğrenci tartışıyordu. Biri eti kıyma olarak seviyormuş biri kuşbaşı. Yanlarına gidip sessizce “timsahlar yalnızca bataklıkta yaşamazlar” dedim. Etkilendiler sanırım. Herkesin kendine göre zevkleri vardır. Kemer’de kumsal taşlıktır. İnsanlar denize terlikle girer. Ben galoşla girerim. Yeni evli çiftler uzaktan izlemeyi sever.