Pisagor teoremini hepimiz biliriz, ancak çoğu insan bu teoreme adını veren Antik Yunanlı felsefeci ve matematikçi Pisagor’un (MÖ 570 – MÖ 495) garip yönlerini bilmez. Pisagor’un ”müritleri” diyebileceğimiz takipçileri vardı ve bunlar sayılara mistik özellikler atfederlerdi. Pisagor grubuna yeni katılan birinin tam olarak kabul edilmesi için beş yıl boyunca konuşmaması gerekirdi, böylece grubun sırları korunurdu. Pisagorcular vejetaryendi; et ve balık yemezlerdi, ayrıca fasulyeye dokunmak ya da fasulye yemek yasaktı. Önce sağ ayakkabılarını giyer, herkesin yürüdüğü yollardan yürümezlerdi. Pisagor’u sadece cinsellikten vazgeçmiş çok yakın öğrencileri görebilirdi, diğer talebelerine perde arkasından ders verirdi. Pisagor’un öldükten sonra tekrar dirilip dünyaya döneceği inancı, talebeleri arasında çok yaygındı.
Pisagorcular için sayılar kutsaldı ve tüm sayıların rasyonel olduklarına inanırlardı. Rivayete göre; bir gün Hippasus isimli bir öğrencisiyle kayıkla gezerken, öğrenci Pisagor’a, Pisagor teoremini kullanarak irrasyonel sayılar olduğunu ispatladı. Bunu gören Pisagor, Hippasus’u başını suya sokarak boğdu ve diğer öğrencilerine bu olayı unutmalarını tavsiye etti. Pisagor’un kendi ölümü de garip inançlarından dolayı gerçekleşti. Bir gün bir düşmanı Pisagor’un evini basıp yakmıştı, kaçmaya çalışan Pisagor ise bir fasulye tarlasının önüne gelmişti. Pisagor, tarlaya girip kaçmak ve böylece fasulye yasağını ihlal etmek yerine ölmeyi tercih etti.
Kaynak : BİLİMSEL GİZEMLER VE YALANLAR – Enis DOKO – Sf. 168