Öyle bir destan ki bu, ancak ağlayarak okunur.
Okunur da, okuyan her yüreğe bıçak sokulur.
Göz pınarından yaşlar süzülür de, yürek burkulur.
Mehmet’im Çanakkale’deyken vatana kim dokunur.
Hepsi anadan, yardan, sıladan ayrılıp da geldi.
Her yiğidimin, bir anda vatan olmuştu tek derdi.
Hasan’ın kınası yakılıp da öyle gönderildi.
Evlattan geçilmezdi, analar ondan da vazgeçti.
Gönülden geldiği için verildi, gencecik canlar.
Bu fedakarlığı ancak “Çanakkale” diyen anlar.
Hürriyet uğruna, vatan uğruna, dökülen kanlar.
Kolay değil, bunlardı bir asır evvel yaşananlar.
Üzüyor beni, sadece destan demekle yetinmek.
Bu şanı anlatmaktı isteğim, anlatıp övünmek.
Gerektiği yerde, gerekirse uğruna can vermek.
Bizde böyledir işte, namus demektir “Vatan” demek!
“Allah Allah” nidaları yükseldi her bir ağızdan.
Bir Bedir misali melekler inecekti birazdan.
İngiliz çıkamıyordu, bu içindeki çıkmazdan.
Düşman anlamıştı, geçit yoktu artık bu boğazdan.
Bir milletin değil, bütün bir ümmetindi bu savaş
Çanakkale’yi hedef alan haçlı dur biraz yavaş.
“Vatan” diye inleyen bu cana kulak ver de yanaş.
Size nasip olmayacak burda, ne ekmek, ne de aş!
Hasan KACIR