İsrafil Balcı hocayı bilenler, takip edenler, hatta bir dönem bizim sosyal medya hesaplarımızda da canlı yayınlara katılmıştı. Fikirleriyle bizatihi islam tarihi alanında özgün fikirlere sahip birisi. Bu konuda kendisine katılıp katılmayacağınız yerler vardır veya yoktur. Bu dinleyicinin şahsında biriktirdiği bilgi birikimi ile ilgilidir.
Beni İsrafil Balcı hususunda farklı bir konuda dikkate sevkeden konu son günlerdeki Twitter diyalogları. İlgimi çeken husus Prof. Cemil Kılınç beyin takipçilerine “İsrafil Balcı’yı takip edin. İyi bir ilahiyatçı bizim gibi Atatürkçü demesiyle başladı. “Destekleşmek güzeldir” sözleriyle devam eden twit İsrafil Balcı’nın teşekkür etmesi ile karşılıklı diyaloğa dönüştü.
Peki sorun nerede. Sorun Cemil beyin cemevleri ile yakın ilişkili olması, laik olması, Arapça bilmeden tefsirde bulunması (iddia) değil. Benim için problem sayılabilecek olan Cemil beyin düşüncelerine katılmayanlara gösterdiği üslubu, ırkçı yaklaşımları ve mütemadiyen sergilediği Arap düşmanlığı.
Geleyim İsrafil beye. Fikirlerinin (Siyer) bir çoğunu destekleyerek hatta ufkuma katkı sağlayarak dinlemiş/okumuşumdur. Ancak yıllarca aklı kiraya vermemeyi, Ci-Cu olmanın sahih bir akıl olmadığı savunan İsrafil bey Atatürkçülüğün ne demek olduğuna binaen paylaşımlar yapması, ben Atatürkçü bir ilahiyatçı yazarım demesi, yeni gelen takipçi sayısı İle 100 bini aşmasına sevinmesi, son Twitter diyaloglarından sonra hiç de samimi gelmiyor. Hatta Atatürkçü olmayanın Türk olamayacağı ya Rum ya Yunan gibi ön kabulü bana şunu hatırlatmakta: Ya benim düşüncemdensin ya da insan değilsin yaklaşımı. Özellikle son twitinde 4. Madde olarak “Atatürkçülük akıl ve bilimdir. Dağılabilirsiniz” gibi güya kendine bu konuda destek vermeyenleri huzurdan kovan bir eda ile birşeyler yazması karşıt düşüncede olabileceklere menkul bir had bildirme saydım. Ki bir de Twitter’da 100 bini aşmasına sevinmesi, yeni gelen takipçileri kardeş ilan etmesi ayrı bir ironi oldu. Sayısal üstünlüklerin önem arz etmediğini, kaliteli azınlıkların nice sayısal üstünlüklere üstün geldiğini de yine kurandan biliyorken.
Gelelim Atatürkçülüğün akıl ve bilim oluşuna. Hiçbir zaman orta yolu bulamayacağız. Herkesin düşüncesi en iyisi. Acaba ben İsrafilciyim desem peki buna nasıl bir mana verirsiniz. Bir olanı verir bir de sizdeki karşılığı olanı mı? Tarihteki Arapça metinlere de sizdeki karşılığına göre mi mana veriyorsunuz? Bu metinde böyle diyor ama bence bunu çağrıştırdı gibi.
Kemalist olmanızın Atatürkçü olmanızın akademisyen olmanızda katkısı nedir? Akıl ve bilimin ucundan tutabilmek için Atatürkçü mü olmak gerekiyor? Hangi seviyeden sonra bilim insanı, aklı faal olabiliyorum? Askeri deha olması, devrim niteliğinde bir yeni merkez inşaa etmesini bilim ve akıldan görürken yapılan hataları hangi bilime kanalize edeceğimizi de söyler misiniz? Nutuk’u kaç sefer daha okursak iyi bir bilim insanı oluruz? Ayrıca sizdeki Nutuk’a Bir tefsir yaparsanız anlamamız daha da kolaylaşır.
Neden dengeyi kuramıyoruz? Ve özellikle neden üslubu insanileştiremiyoruz?
Sevgiler İsrafil Balcı.