Şüphesiz devrim yaratan buluşların başında antibiyotikler gelmektedir. İnsanlığın ömrünü uzatıp, enfeksiyonları yenmeyi sağlayan bu buluşu İskoç doktor ve biyolog Sir Alexander Fleming’e (1881-1955) borçluyuz. Fleming, bilinen ilk antibiyotik olan penisilini Eylül 1927’de keşfetti. Düzensiz ve pasaklı olmasıyla ünlüydü. Deneysel çalışan bir bilim insanı için düzensizlik genelde olumsuz bir özellik olarak görülür. Oysa Fleming, düzensizliği sayesinde tıpta devrim yapacaktı. 1927 yılının Ağustos ayını ailesiyle tatilde geçirmişti. Düzensizliğinin sonucunda laboratuvarını terk ederken, üstünde çalıştığı staphylococci bakterisini içeren kapları temizlemeden masasının üstünde bırakmıştı. 3 Eylül günü laboratuvarına döndüğü zaman kaplarından birinin küflendiğini fark etti,. Ancak Fleming’in dikkatini ilginç bir şey çekti, kaptaki bakteri kolonileri yaşamaya devam ederken, küflerin olduğu bölgelerdeki koloniler yok olmuştu. Öncesinde Fleming bu durumu komik buldu; ancak eski asistanı Merlin Price, durum üstünde araştırma yapmaya karar verdi. Bu küfü başka kaplarda da yetiştirdi ve küfün bazı tehlikeli bakterileri de öldüren bir sıvı bıraktığını gözlemledi. Fleming bu sıvıya küfün dahil olduğu Penicillium ailesine atıfla ”küf suyu” anlamına gelen Penisilin ismini verdi. Fleming düzensiz olmasaydı, kapları tatile gitmeden temizleseydi yüksek ihtimal penisilini bulamayacak, İkinci Dünya Savaş’ında yüz binlerce insan antibiyotik tedavisi göremediği için hayatını kaybedecekti.
Kaynak: BİLİMSEL GİZEMLER VE YALANLAR – Enis DOKO – Sf. 163