Her ağzı olanın mutlaka bir fikrinin de olacağını sandığı,

Her interneti olanın kendini âlim zannettiği bir çağda yaşıyoruz.

Bilmeyenin sessiz kalmayı tercih etmediği,

Bilenin edebinden sustuğu, bir çağ…

Yan yana gelince güzel görünen iki cümle kurmayı biliyor diye, yüz binlerce takipçi biriktirenlerin çağı…

Twitter’da fazla takipçisi olmanın, istediği konuda istediği gibi konuşulabileceğini düşündüğü bir çağ…

Ne çok bilgi kirliliği var zihinlerimizde.

Seçmeye vakit bile ayıramıyoruz.

Bu çağda yaşamaktan şikâyetçi değilim.

Sonuçta değiştirilmesi teklif dahi edilmeyen bir mevzu bu.

Ama,

Neredeyse hiçbirimizin de bu yaşananların düzeltilmesi için gayreti yok.

Hızla tükenen kelimeler,  anlatımdaki kuvvetini yitiren cümleler çağı…

Her alanda herkesin uzman kesildiği bir çağ…

Evrenin boyutunu gökbilimciden değil, taksiciden dinliyoruz ve bu bize cazip geliyor.

Eğitimi, bu alanda uzman olandan değil köşe yazarlarından dinliyoruz.

Dini siyasetçiden dinlemeyi seviyoruz. İşimize öyle geliyor.

En çok da din üzerinden konuşuyoruz.

Binlerce kitap okuyan âlimleri değil ağzı en iyi laf yapan ya da takipçisi çok olan kişileri seçiyoruz.

Artık neyin yanlış neyin doğru olduğunu da bilmiyoruz.

Öğrenmek için okumak gerekir.

Haykırabilmek için inanmak gerekir.

İnanmak için arınmak gerekir.

Arınmak için de kabullenmek…

Allah'ın kulu

Yorum yap