Her insan değişir. Kimi iyi değişir kimi kötü değişir; ama değişir. Değişim yalnızca insanlara mahsus değildir. Uzak kaldığın memleketinin yolları değişir, hava değişir, su değişir, jenerasyonlar değişir. Değişmeyen tek şey değişim diyorlar, anasını satayım o da değişir. Değişimin tabiatın en hakiki gerçeği olduğunu, giderken arkana bakınca anlamıştım. Saçların uzamıştı.
Düzen baştan kaba inşaata girip sonunda benim ince dokunuşlarımla tadilata girmeli. Ancak böyle herşeyin güzel olacağına inancım var. Bak bu yol üzerinde çok kişi asıldı diyorlar. “Terbiyesizler!” diyesim geliyor, ciddiye alamıyorum. Ne oluyorsa olsun zaten akışına bıraktığımız her şeyin sonu bok olmadı mı? Oldu. Bunun tek çaresi var. Son derece yorgunum. Bir sigara çıkart onu yak ve uzat.
Sabah gün aydınlanmıştı. Ana rahminden doğar gibi doğuyordu gün yeryüzüne. Zaman çaresiz vaktini bekliyordu. Bir ebesi bile yoktu ki çekip çıkarabilsin. Aceleci tavırlarım değil miydi beni hep yanlışa düşüren. Sana da acele ettim sanırım. Acele işe ben de küçük abdestimi yapayım demişler. Bu işte de bir acelecilik söz konusu. Bunun hiçbir çaresi yok. Acele bir işe kalkıştıysam üzmesinler beni. Sözüm meclisten içeri. “Afrika dahil.”
Mesafe kelimesine anlamsız bakıyorum artık. Bu kelime herhangi bir ortamda geçince, kafamda tasarlanan kavram da anlamsız. Buna bir anlam yükleyemiyorum. Kendi içimde yaşadığım mesafelerden kurtulana kadar bu durumun psikolojik travmasını üstümden atamayacağım. Ah Keje bu bir mecburiyet.
Rüzgarın esintisine kımıldamayan demokrat yaprakların haline şaşkın bakıyorum. Direnmelerine anlam veremiyorum. Direnmek çok zor bir süreç. İnanç gerektirir. Ben hiç bu kadar inançlı olamadım. Ama direnen insanlar tanıdım. Mecburiyetten direnen insanlar. Ama inançsızlardı. Allahsızlardı. Bana direniyorlardı. Fakat demokrat değillerdi. Bozuk çalıyorlardı.
Gökyüzünün sonsuz maviliği zorlu bir süreç. Yoruyor beni ve samimi gelmiyor. İnsanlar samimi gelmiyor. Sadece samimi değil. İnsanlar gelmiyor. Eğer bu mümkünse mümkün olmasın. Sessiz bir oyun oynayalım onlarla. Gelmesin kimse. Ben de gitmeyeyim onlara. Aramızda anlaşmışçasına hareket edelim ama plansız başarabilelim bunu. Bir de böyle deneyelim. Bunun da olacağına inanıp oldurmayalım. Bir kez daha solsun yapraklarımız.