“Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler (Nahl 16/49)”.
Rabbimiz! Secde etmeyi kâinata bir ibadet olarak koyuyorsun. “Kibirden vazgeç, Allah karşısında boyun bük, kul olduğunu idrak et ve insanlığına teşekkür et” diyorsun.
Secde imanın zirvesi, namazın kalbi, atan nabzıdır.
Secde, teslimiyetin altına beden diliyle atılan imzadır.
Secde, kulun Rabbine en yakın olduğu andır. Alnı secdeye koymak, insan olmayı nimet bilmektir.
Secde, Allah’ın uluhiyet ve rububiyetine karşı, kulun ubudiyetini ifade etmede zirvedir
Secde doğduğu hale, Rahme dönmektir.
Melekler Âdem’e değil, Âdem için esmayı öğreten Allah’a secde ettiler.
İblis “Beni ateşten yarattın onu topraktan” diyerek Allah ile inatlaştı secde etmedi. Hakkı olmadan büyüklük tasladı, nankörlerden oldu. Allah’ın rahmetinden umut kesti, yoldan çıktı, insana apaçık düşman kesildi. Huzurdan kovuldu (Recm) ve aşağılıklardan oldu, Hesap gününe kadar lanetlendi.
Secde yapmamak, şeytana yakınlaşmaktır.
Bir tek secdeden ibaret olan secde namazı ise, başlı başına ibadettir.
Secde ile nefsimizi terbiye etmemizi kolaylaştıran Allah’ım! Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.