10 Nisan 2019 tarihi itibariyle bir kara deliğe ait “olay ufku”nu gösteren bir fotoğraf Brüksel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla duyuruldu.
2012 yılında, biri Samanyolu’nda, diğeri Messier 87 Galaksisi’nde yer alan iki kara deliği gözlemleme amacıyla Event Horizon adında bir proje başlatıldı. Dünyanın farklı bölgelerine yerleştirilen 8 devasa teleskop sayesinde bu iki kara deliğe ait binlerce veri toplandı ve son iki yıl boyunca bu veriler işlenerek Messier 87 Galaksisi’nin merkezinde bulunan aktif bir süper kütleli kara deliğe ait bu fotoğraf elde edildi.
Dünyamızdan 53 milyon ışık yılı (1 ışık yılı=9.5 trilyon kilometre) uzaklıkta ve Güneş’ten tam 7 milyar kat büyük olan bu kara deliğin olay ufkuna ait olan fotoğraf, aslında kara deliğin 53 milyon yıl önceki durumunu gösteriyor. Yani kara deliğin bugünkü halini gözlemlemek istiyorsak -şu anki imkanlarımızla- bugün kara delikten kopan ışınların 53 milyon yıl sonra bize ulaşmasını beklemek zorundayız. Bu açıdan tarihin en eski fotoğrafı desek hatalı bir tanım yapmış olmayız.
Bugüne kadarki tüm kara delik görselleri simülasyonlarla elde edilmiş yapay görüntülerdir. Bu fotoğraf bu alandaki ilk somut bilgi olma özelliği taşıyor.
Kara delikler üzerlerine gelen ışığı bile yuttuğundan yukarıda gördüğümüz görüntü kara deliği kara delik yapan bölgenin (tekillik) fotoğrafı değil, kara deliğin olay ufku. Olay ufku, ışık ve maddenin kaçamadığı bölgeyi sınırlayan bir alandır. Fotoğrafın merkezinde gördüğümüz siyah oval bölge de kara delik değil. Bu bölge olay ufkunun yavaş yavaş kendine doğru çektiği birikim diskinden kaynaklanan bir gölge. Gölgenin etrafındaki aydınlık bölgeler ise yüksek dönüş hızından dolayı ışımaya uğrayan gazları gösteriyor. Kara deliğin en gizemli noktası olan tekillik fotoğrafta yer almıyor, çünkü bugünkü imkanlarımızla tekilliğin görüntülenmesi imkansız. Ancak bu durum kara deliğin “orada” olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bu kadar bilimsel bilgiden ve insanoğlunun ulaştığı bu son teknolojiden sonra biraz dönüp gerçek hayatımıza bakalım istiyorum. 53 milyon ışık yılı ötesinden fotoğraf elde eden insanoğlu, bırakın aynı dünya üzerinde yaşayan kardeşlerini, kapı komşusunun halini bile bilmiyor, daha doğrusu umursamıyor. Uzaktaki yıldız hep daha parlaktır, doğru; ama bizi ayakta tutan, yaşamamızı sağlayan her şey yakınımızdakilerdir.
Modern hayatın içimizde, yüreğimizde büyüttüğü bir kara delik var ve bu kara delik bütün iyilik imkanlarını, fırsatlarını, bütün vicdanımızı içine doğru çekerek yutuyor. Ortaya ise insana, hayvana, tabiata karşı sevgisi, saygısı, merhameti olmayan ruhsuz, hissiz ama çok akıllı varlıklar çıkarıyor.
Bazı görüşlere göre uzaydaki kara delikler yeni bir doğuşun başlangıcı olabilir. Bilimsel olarak bu henüz ispatlanamadı ama umarım insanoğlu olarak içine düştüğümüz bu kara deliğin böyle bir özelliği vardır…