– Doğrusu neyse söyledim. Ne gerek var ki yalana?
İlk duyulduğunda takdir edilesi bir konuşma gibi dursa da, bu konuların geçtiği yerlerde temel sıkıntı şu alt metindedir: Yalana ihtiyaç duyulan yerler var.
Peki bu doğru mudur? Elbette hayır. Yani ilk cümleyi söyleyen kişi adeta şunu diyor: “O anda yalan söylemenin bana bir faydası, ya da doğruyu söylemenin bana bir zararı yoktu ki o yüzden doğruyu söyledim. Böyle yapmak lazım.”
Gerçek dürüstlük, yalan söylemeye “gerek” varken onu söylememektir oysa; çünkü herkesin yalan söyleme gerekçeleri farklıdır. Bu yüzden de dürüstlük her zaman her yerde geçerli tek erdemdir belki de… Galiba bu yüzden Allah Resulü s.a.v. “Bana yetecek tek bir şey söyle” diyen adama: “İman ettim de ve diline hakim ol, dosdoğru ol.” demiştir.
Başkasına yalan söylemek ise aslında en kolayı. Yalanı hayatında düstur edinenler, her sıkıştığında ona başvuranlar zamanla kendilerine de yalan söylerler. Başkasını kandırmak kolaydır, asıl yalancılık kendini kandırabilmekte. İnsan kendini kandırabilmeyi başardığında artık kötülük için şeytana da ihtiyaç kalmamıştır.
Yazık ki yalanın bize kısa vadede veya uzun vadede, gerçek anlamda ve her anlamda zararı çok daha yüksektir. “Evet, ben yaptım” diyelim, “Çok yorgunum, yarın ayarlasak” diyelim, “Orada bulunmak istemiyorum” diyelim, “Hayır, inanmıyorum” diyelim, “Evet, inanıyorum” diyelim, “Yoğundum, açamadım telefonu” diyelim, doğrusu ne ise her zaman onu söylemenin uygun bir yolunu bulalım; çünkü aksi üzerine bir ilişki kurduğumuzda, kişilik oluşturduğumuzda (iş, aile, arkadaş ilişkisi vb.) bunun sonuçları hiçbir zaman olumlu olmuyor.
En basit konulardan en önemlilerine kadar, her zaman ve her yerde çok kolay yalan söyleyebiliyoruz. Karşımızdakine saygımız yok bu belli ama en önemlisi insan olarak kendimize saygımız yok, aksi halde ayaküstü bu kadar yalan uyduramaz ve bunu dillendiremezdik. Bu haldeki insanların oluşturduğu bir toplum olarak nasıl oluyor da hayatın diğer alanlarında (siyaset, eğitim, adalet vb.) dürüstlük bekleyebiliyoruz ki?
Doğruyu söylemenin elbette ve çoğunlukla bir bedeli de olur ve yalan söylemenin de öyle. Hangi bedeli tercih ettiğimize bağlı olarak ahiret hayatımızdaki konumumuzu da belirlemiş oluruz.
Her doğru her yerde söylenmez tamam ama yalan -hayati tehlike hariç- hiçbir yerde söylenmez.