Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. Hadid/20

 

Yorgun ve bitkin bir şekilde o kumaşçıdan bu kumaşçıya koştururken son olarak bakmadığım bir kumaşçı kalmıştı. İçeri girdim, aradığım kumaşı bulabilmenin ümidi ve heyecanı içerisinde satıcıya yöneldim. İstediğim kumaşın depoda mevcut olduğunu, biraz beklemem gerektiğini söyledi. Peki dedim, yorgun olduğum için boş bulduğum tabureye yöneldim. Günün yorgunluğunu az da olsa soluklanarak hafifletmek ümidindeydim. Derin bir “oh” çekerek oturdum.  Önümde duran kar beyazı iki kat katlanmış bir kumaş gözüme çarpıverdi. Müşterisiyle meşgul satıcıya “bu ne için” diye sordum merakımı daha fazla yenemeyerek. “Karıştırma abla” dedi satıcı, merakım daha da arttı, kendimi soru sormaktan yine alamadım ve “kefen için mi” diye sordum. “Onun için de kullanılıyor tabii” dedi beni geçiştirircesine. Uzun bir süre sükûtun ardından kafamı kaldırdım, etrafıma bakındım. Rengârenk kumaşlar içinde bembeyaz bir hakikat. Dükkanın önünde “hiç ölmeyecek gibi” bir koşuşturma… Kim bilir, nereye yetişecek bu insanlar? Neyin telaşı oradan oraya koşturuyor onları? Kim bilir, hangisi bu koşturmaca arasında ruhunu teslim edecek? Peki ya sonlu bir yaşam uğruna sonsuz hayattan vazgeçiren lezzetlerimiz, tutkularımız? Yutkundum.

Sustum, derin bir sessizlik kapladı bütün hücrelerimi. Aklımdan ölüm ve dünya hayatının misalinin anlatıldığı ayetler süratle geçmeye başladı. O an sanki bu ayetler önümde duran kumaşlara tecessüm etmişti. Rengârenk, cazibeli; görenlerin içini açan kumaşlar ve bu kocaman rengârenk dünyanın içinde hakikatinden, dikkatinden zerrece bir şey kaybetmeyen ölüm.

Değil mi ki o pahalı kumaşlara müracatımız dahî tek bir beyaza kavuşmak için?

Tefsir talebesi | Arada yazar, canı sıkılınca çay içer.

Yorum yap